8. BÖLÜM DÜNYANIN KURTULUŞ VAKTİ YAKINDIR
Zorluklarla,
belalarla, savaşlarla, adaletsizliklerle sarsılan dünyanın kurtuluş vakti
yakındır. Bunun için dua etmek; biraz sebat, biraz sabır ve biraz dirayet
göstermek ve Yüce Rabbimiz'in vaadine güvenerek elimizden geleni yapmak
gereklidir.
Çözüm yollarını
göstermeden önce yıllarca zorluk altında ezilmiş Kürt kardeşlerimize ve
Ortadoğu'da Büyük Kürdistan hayali kuran bir kısım Batılılara çeşitli
hatırlatmalarımız vardır. Bu hatırlatmalar mutlaka dikkate alınmalıdır.
Batı dünyasına bir
hatırlatma
Şu an Ortadoğu
planları adına PKK destekçiliğinin işe yarayacağını düşünen kişilere bir
hatırlatmamız var. Her ne kadar tüm gelişmiş emperyalist ülkelerin desteğini
alsanız da, çok büyük olasılıkla olaylar sizin beklediğiniz şekilde
gelişmeyecek, kitabın önceki sayfalarında detaylı anlattığımız gibi, söz konusu
bölge, bir komünist dünya devletine doğru çıkış kapısı olacaktır. Komünizm
şiddet yüzünü kısa süre içinde gösterecek, tüm dünya komünistlerinden alınan
destek ile uzun zamandır atılması planlanan o ileri adım atılmış olacaktır. Bir
bakıma komünizm karşıtı bir ittifak içinde olan kapitalist dünya, -istemeden de
olsa- kendi elleriyle komünist bir dünya devleti oluşturmuş olacaktır.
Amerika'nın Kore'deki ve Vietnam'daki mücadelesi, yıllardır sürdürdüğü soğuk
savaş, tümüyle boşa gitmiş olacaktır.
Eğer Türkiye'de PKK,
Suriye'de PYD ve İran'da PJAK yapılanmalarının gerçek mahiyeti anlaşılmaz,
gerçek hedefleri dikkate alınmaz ve bu konuda yapılan tüm uyarılara rağmen
Ortadoğu'nun bu kilit noktasında tehlikeli bir oyun oynanırsa, bu, tüm dünya
için büyük felaketlerin kapısını açacaktır. Komünistlerin hedefi daima dünyaya
açılabilecekleri stratejik ve aynı zamanda son derece kırılgan bir coğrafyada
devlet edinmek olmuştur. Ve emperyalist güçlerin desteğiyle buna adım adım
yaklaşmaktadırlar. Emperyalist güçler, kendilerini de vuracak dehşetli bir
sistemin destekçiliğini yapmamalıdırlar. Günümüzde Ortadoğu'da hayretle izlenen
gelişmeler olmaktadır. Böyle bir plan dahilinde ortaya çıkan bir komünist
devlet de beklenmedik şekilde güçlenip dünyaya dehşet saçma gücüne kısa sürede
sahip olacaktır. İşte böyle bir durumda, Batı'nın "Biz karışmayalım,
Ortadoğu'da ne olursa olsun" diye kenarda bekleme gibi bir lüksü
olmayacak, çünkü –Allah korusun– bela mutlaka her cepheye ulaşacaktır. Ne
Ortadoğu'da ne de Batı coğrafyasında böyle bir vahşetin yaygınlaşması elbette
isteyeceğimiz bir şey değildir. Fakat mevcut gerçekler dahilinde,
karşılaşılması kuvvetle muhtemel olan senaryo budur ve bu tehlike konusunda
gerekli uyarıyı yapmamız elzemdir. Burada amaç karamsar bir bakış açısı sunmak
değil, bu konuda dikkatleri açabilmektir.
Kürt kardeşlerimize
bir hatırlatma
Haklı gerekçeleri
olsa bile öfke, insanı doğru ve akılcı düşünmekten alıkoyan, hak olanı
uygulamaktan engelleyen ve en önemlisi de Allah'ın beğenmediği bir tavırdır.
Geçmişte yaşananlar nedeniyle kalbindeki öfkeyi bir türlü atamayan Kürt
kardeşlerimiz, bu gerçeği dosdoğru düşünmeli ve PKK belasının ortadan kalkması
ve güçlü bir millet olarak birlikte var olmak için yeni bir başlangıç
yapmalıdırlar. Kendilerini seven, kendilerine dostluk elini uzatan
kardeşleriyle birlikte, bütün dinlerin ve bütün ırkların birlikte yaşadığı,
Kuran'daki gerçek demokrasinin ve adaletin esas alındığı, bağnazlık ve
hurafelerin terk edildiği, huzur ve refah ortamının hakim olduğu bir birlik
için çaba göstermelidirler. Türkiye'yi ve Kürt kardeşlerimizi İslam
coğrafyasından ayırmaya çalışan terörist PKK belasının bertaraf edilmesi ve
Kürtlere hak ettikleri değerin verilmesi için samimi Müslümanlarla birlikte
kültürel ve ideolojik bir mücadele içinde olmalıdırlar. Bu ideolojik mücadele,
Kürt kardeşlerimizin başına bela olmuş her türlü illegal fikir ve örgütü
bertaraf etmek ve bir daha böyle belalarla karşılaşmamak için elzemdir. Canımız
gibi sevdiğimiz Kürt kardeşlerimizle birlikte yapmamız gereken gerçek İslam'ın
muhteşem ruhunun yaşandığı, toplumların, halkların, ülkelerin ve insanların
birlikte huzur içinde yaşadıkları bir İslam Birliği'nin bir an önce tesis
edilmesidir.
İslam birliği, ama
nasıl?
Gerçek Kuran ahlakı, din, dil, ırk, etknik köken aranmaksızın herkesin huzurlu ve özgür olduğu bir dünya sunar. Dolayısıyla Ortadoğu için gereken asıl yöntem, Kuran'daki İslam anlayışının eğitim yoluyla yaygınlaştırılması, hurafelere dayalı sahte din anlayışının ise tümüyle ortadan kaldırılmasıdır. |
Günümüzde
İslamofobiyle iç içe olan Batı toplumları da, uzun zamandır dinden uzak bir
çizgiye gelmiş bir kısım Kürt gençleri de, İslam Birliği ifadesini
duyduklarında tedirginliğe kapılmaktadırlar. İslam adı altında bağnazlık
belasının bütün dünyaya hakim olacağını, demokrasinin ortadan kalkacağını, tüm
diğer din mensuplarının veya ateistlerin katledileceğini, kadınların hayatın
her alanında gerek fiziksel gerekse manevi zulüm göreceklerini, dünyanın kan
revan içinde kalacağı bir savaş ortamının hakim olacağını düşünmektedirler.
Oysa bu tarif İslam'ın değil bağnazlığın tarifidir. Gerçek Müslümanlığın
uygulanmasıyla meydana gelecek olan İslam Birliği; savaşların tümüyle sona
erdiği, kadınların üstün tutulduğu, tüm toplumların ve tüm dinlerin birlikte
güven içinde yaşadığı, demokrasinin ve özgürlüklerin hakim olduğu, ülkelerin
kendi sınırlarını korumaları kaydıyla bütün sınırlarının açıldığı, sadece
Müslüman ülkeleri değil Çin, Rusya, İsrail, ABD, Avrupa ülkeleri gibi dünyadaki
tüm ülkeleri kapsayan mükemmel bir birlik olacaktır. Bu birlik, barışın ve
sevincin hakim olacağı, düşmanlıkların son bulacağı, açlık, korku, kıtlık ve
yoksullukların ortadan kalktığı bir birlik olacaktır. İslam adına
gerçekleştirilen katliamlar, bağnazlık, radikalizm ancak ve ancak gerçek İslam
çatısı altında kurulmuş olan bu birlik vesilesiyle ortadan kalkacaktır. Dünyada
radikalizmin sona ermesinin YEGANE yolu budur. Bütün bu şartlar altında,
ABD'nin de değerli, üstün ahlaklı Kürt kardeşlerimizin de, dünyadaki tüm diğer
ülkelerin de gerçek demokrasi arayışı içinde istemeleri gereken sistem gerçekte
budur.
PKK'nın hedefi, daha
önce de belirttiğimiz gibi, Türkiye'nin doğudaki sınırlarına hakim olarak,
Türkiye'nin İslam coğrafyasıyla tamamen arasını ayırmak ve tüm dünyayı büyük
belalardan kurtaracak olan İslam Birliği'nin oluşmasını engellemektir.
Dolayısıyla PKK dünyanın barış ortamına dönüşmesini tüm gücüyle engellemeye
çalışmaktadır. Batı toplumlarının da Kürt kardeşlerimizin de bunun ciddi
şekilde farkında olmaları oldukça önemlidir.
Batı dünyası, eğer
gerçekten dünya barışını hedefliyor ve radikalizm tehlikesinin ortadan
kalkmasını istiyorsa, o zaman tarifini yaptığımız ve Kuran'ın özündeki
demokrasi anlayışını esas alan İslam Birliği'nin destekçisi olmalıdır. Kürt
kardeşlerimiz eğer yıllardır süregelen adaletsizliklerden, ırkçılıktan,
komünist terörden kurtulmak istiyorlarsa, yine Kuran'da Allah'ın bizlere tarif
ettiği adaletin esas alındığı İslam Birliği'ni savunmalıdırlar. Bu birlik,
Allah'ın izniyle mutlaka gerçekleşecek ve dünyaya barış ve huzur mutlaka hakim
olacaktır. Fakat Yüce Rabbimiz, bunun için gayret göstermemizi ve ideolojik bir
mücadele ile her türlü belayı bertaraf etmemizi istemektedir. Bunun için Batı
dünyasının liderleri de, Kürt kardeşlerimiz de sadece Kuran'ı esas alan samimi
Müslümanlarla ittifak etmeli ve gerçek çıkış yolunun bu ittifakla
sağlanabileceğini bilmelidirler.
Hz. Mehdi (as)
müjdesi
Şu bilinmelidir ki,
demokrasi, barış, sevgi ve dostluğu beraberinde getirecek olan gerçek İslam
anlayışı, mutlaka dünyadaki radikalizm ve hurafeleri ortadan kaldıracaktır.
Bunu gerçekleştiren ise Hz. Mehdi (as) olacaktır. Hadis ve rivayetlere, aynı
zamanda Tevrat ve İncil'de geçen hadislerle mutabık açıklamalara göre, içinde
bulunduğumuz dönem Hz. Mehdi (as)'ın zuhur dönemidir. Ahir zamana ait
hadislerde geçen ve tümüyle mucize hükmündeki tüm alametlerin oldukça kısa bir
zaman aralığı içinde gerçekleşmesi, Hz. Mehdi (as)'ın geleceği ahir zamanın
içinde olduğumuzun çok önemli ve net delilidir. Hz. Mehdi (as) devrinde yaşıyor
olduğumuzun tüm delillerini, gerçekleşen tüm alametleri bu kitaptan
okuyabilirsiniz: Harun Yahya, Hz. İsa
(a.s.) Ve Hz. Mehdi (a.s.) Bu Yüzyılda Gelecek,
http://www.harunyahya.org/tr/Kitaplar/16450
Hz. Mehdi (as)'ın
gelişiyle beraber, Peygamber Efendimiz (sav)'in vefatının ardından dünyaya
yayılmış olan tüm bidatler ortadan kalkacak, hurafeler yok edillecek ve
Kuran'ın özünde olduğu gibi tüm dünya tam anlamıyla bir barış ve güvenliğe
kavuşacaktır.
Hz. Mehdi (as)
savaştan kaçınan, barış insanıdır. Hz. Mehdi (as) savaşla değil, sevgiyle,
Allah'ı anarak güzel ahlakı dünyaya hakim kılacaktır. Hz. Mehdi (as) döneminde
savaşlar duracak, insanlar barışa ve sevgiye yönelecek, tek bir kişinin burnu
dahi kanamayacaktır. Bu gerçek çok fazla hadis ile haber verilmiştir:
İnsanlar, bal
arılarının beyleri etrafında toplanması gibi, Hz. Mehdi (as)'ın çevresinde
toplanırlar. Daha önce zulümle dolu olan dünyayı, adaletle doldurur. Adaleti o
denli olur ki, UYKUDA OLAN BİR KİMSE DAHİ UYANDIRILMAZ VE BİR DAMLA KAN BİLE
AKITILMAZ. Dünya, adeta asr-ı saadet devrine geri döner.135
Ona [Hz. Mehdi
(as)'a] biat edenler, [Kabe civarındaki] rukün ve makam arasında biat ederler.
UYUYANI UYANDIRMAZ, ASLA KAN DÖKMEZLER.136
Hz. Mehdi (as)'ın zuhur dönemi aynı zamanda Hz. İsa (as)'ın da nüzulünü göreceğimiz dönemdir. Hz. Mehdi (as) döneminde tüm silahların susacağı, savaşların sona ereceği; Hz. İsa (as)'ın gelişi ve Hz. Mehdi (as)'ın zuhurundan sonra yeryüzüne adalet, barış ve sevginin hakim olacağı hadislerde şöyle haber verilmiştir:
Savaş [erbabı]
da ağırlıklarını [silah ve malzemelerini] bırakacak.137
Düşmanlık ve
kini de kaldıracaktır... Kap su ile dolduğu gibi yeryüzü barışla dolacaktır.
Din birliği de olacak, artık Allah'tan başkasına tapılmayacaktır. Savaş da
ağırlıklarını bırakacak.138
Hiçbir kimse
arasında bir düşmanlık kalmayacaktır. Ve bütün düşmanlıklar, boğuşmalar,
hasetleşmeler muhakkak kaybolup gidecektir.139
Hz. Mehdi (as)'ın
gelişi, sadece Müslümanlar, Museviler ve Hristiyanlar için değil, dünyadaki tüm
insanlar için bir müjdedir. Onun gelişi ile yeryüzünde adalet tam anlamıyla
hakim olacak, insanlar aradıkları sevgi, huzur, bolluk ortamına Hz. Mehdi
(as)'ın gelişi ile kavuşacaklardır. Şu an yaşadığımız tüm olaylar,
karşılaştığımız tüm dehşet ve vahşet senaryoları Hz. Mehdi (as)'ın gelişinin
öncesinde gerçekleşmesi zaten beklenen olaylardır. Hatta bu kitabın asıl
konusunu oluşturan PKK'nın böyle bir dönemde ortaya çıkması dahi, hadislerde
bildirilmiştir:
Şam
nahiyelerinin biraz ötesinde FIRAT ETRAFINDA büyük bir ordu toplanır, mal
üzerine savaşırlar. HER BİR DOKUZ KİŞİDEN YEDİSİ ÖLDÜRÜLÜR. Bu, Ramazan ayında
işitilen, şiddetli gürültülü yıkılma ve korkudan sonra ve ÜÇ SANCAĞIN
ayrılmasından sonradır. Onlardan her biri mülkü (idareyi) kendileri için ister,
İÇLERİNDE ABDULLAH İSMİNDE BİR KİŞİ VARDIR.140
Hadiste açıkça
görülebileceği gibi Fırat Nehri etrafında, mal üzerine savaşan bir ordu yani
PKK toplanmış durumdadır ve çok büyük can kayıpları mevzu bahis olmaktadır.
PKK, tıpkı hadiste belirtildiği gibi çeşitli ülkelerde çeşitli sancaklara
ayrılmış durumdadır. Hadiste dikkat çeken en önemli ayrıntı ise PKK lideri
Abdullah Öcalan'ın isminin net olarak bildirilmiş olmasıdır.
Hz. Mehdi (as)'ın
zuhuruyla, ne PKK belası, ne de dünyayı şiddet mekanına dönüştüren unsurlar
kalmayacaktır. Dünyanın bu huzur ve refah ortamına kavuşması çok yakındır.
Allah bu süre içinde bizden dua etmemizi ve bela ve kötülüklerle mücadele için
akıl ve kararlılık göstermemizi istemektedir. Hz. Mehdi (as)'ın gelişinin
öncesinde, ilmi bir çalışma yaparak, yanlış ideolojilerin ve hurafelerin
etkisinde kalmış olan toplulukları uyarmamızı ve ortamı Hz. Mehdi (as)'ın
gelişi için hazırlamamızı istemektedir. Kuşkusuz Yüce Rabbimiz bu güzel ortamı
tek bir emri ile oluşturmaya kadirdir. Fakat Hz. Mehdi (as)'ın gelişi öncesi
yaşanan zorluklar ve yapılan ilmi mücadele, dünyanın son zamanındaki altın
çağın güzelliğine varabilmek, Rabbimiz'in cennetine layık olabilmek, fakat
hepsinden önemlisi Rabbimiz'in rızasını kazanabilmek için çok önemlidir.
Dipnotlar
135. El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 29 ve 48
136. El-Heytemî, El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 24
137. Sünen-i Ibn-i Mace, 10/334
138. Sünen-i Ibn-i Mace, 10/334
139. İmam Şa'rani, Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, 496
140. Nuaym bin Hammad, El fiten, hd. No: 971
Yorumlar
Yorum Gönder